Leonardo da Vinci, 1484-1513, Kırmızı Tebeşir Otoportresi, 33 cm x 22 cm, Royal Library of Turin, Torino

Leonardo Da Vinci, 15 Nisan 1452’ de Floransa’ ya yakın, Vinci kasabası yakınlarındaki Anchiano köyünde dünyaya gelmiştir. Da Vinci adı bu kasabada doğduğu anlamına, Vinci ise Vincio ırmağı kenarında yetişen saz anlamına gelmektedir. Hem kodekslerinde, hem de Mona Lisa gibi eserlerinde soyadını simgeleyen bu sazların girişik desenlerini kullanmıştır. Vinci kasabasında 5-6 yaşlarındayken bir mimarın yanında çalışmaya başlayan Leonardo da Vinci, ilk hesap, geometri ve yapı bilgilerini bu mimardan öğrenmiştir. Leonardo, 15 yaşına geldiğinde babasıyla birlikte Floransa’ ya yerleşmiştir. İki yıl sonra yetenekli bir ressam olan Andrea del Verrocchio’ nun (1435-1488) resim atölyesine çırak olarak girmiştir. Yaklaşık on sene Verrocchio’ nun evinde ve stüdyosunda kalmış, yeteneklerini geliştirmiştir. 1472’de, Floransalı ressamların oluşturduğu Compani di San Luca’ya usta olarak kabul edilmesine rağmen Verrocchio ile birlikte çalışmaya devam etmiştir. Ustalığı kabul etmese de bağımsız profesyonel ressam sıfatıyla San Luca kumpanyasında çalışmaya başlamıştır. 1472 yılında ilk özgün eseri olan Meryem’e Müjde tablosuna başlamış ve 1475 yılında eserini tamamlamıştır. Bu zamana kadar draperiler, herhangi bir giysiye referans oluşturmazken bu eserinde bunu kırmıştır. Bu resimde ilk kez, tutkal boya yerine yağlı boya kullanmıştır. Islak ve üzerine toprak sürülmüş kumaşları inceleyerek onları sabırla resimlemiştir. Meryem’e Müjde resminde, Luka 26-38’de geçen Tanrı nın habercisi Cebrail’ in, bakire Meryem ile görüşmesi anlatılır. 98 x 217 cm boyutundaki bu eser, Floransa Uffizi galerisinde sergilenmektedir.

Leonardo da Vinci, 1472-1475, Meryem’e Müjde, ahşap üzerine tempera, 98 cm x 217 cm, Uffizi

Leonardo da Vinci, 1476 yılına kadar Verrocchio ile beraber yaşamıştır. İlk siparişini Medici’ lerin bankalarının yönetiminde olan Benci ailesinden Ginevra Benci’ nin portresini yapmak üzere almıştır. Ginevra Benci’nin Portresi adlı eserinde, yağlı boya ile karışık tutkal boya kullanmıştır. 1478 yılında tamamladığı bu eser, 38 cm x 37 cm boyutundadır ve Washington Ulusal Sanat Galerisi’nde (National Gallery of Art West Building) sergilenmektedir.

Leonardo da Vinci, 1475-1478, Ginevra Benci’nin portresi, ahşap üzerine yağlı boya-tutkal boya, 38 cm x 37 cm, Ulusal Sanat Galerisi, Washington

1482 yılında Milano dükü Ludovico Sforza’ nın hizmetine girmiştir. Böylelikle Floransa’ dan ayrılarak Milano’ ya yerleşmiştir. Sforza için yalnızca sanatsal çalışmalar yapmamış aynı zamanda silah, makine ve bina tasarımları da yapmıştır. Dükün, özellikle savaş için, mühendis ve teknisyenlere ihtiyacı vardı. Bu yüzden köprülerin nasıl inşa edileceğinin ve düşmana ait köprülerin nasıl imha edileceğine ilişkin bilgilerin, merdivenlerin, top ve diğer savaş araçlarının, kuşatma ve hendek açma metotlarının üzerinde çalışmıştır. Tüm bunların yanı sıra bu dönemde sanatçı kişiliğini de geri plana atmamış; önemli eserler ortaya çıkarmıştır. 1483 yılında Kayalıklar Bakiresi resmine başlamıştır. Bu eser, Kutsal Bakire Meryem’ i kayalıklardan oluşan bir dehlizde tasvir eden iki ayrı tablodur. Günümüzde bu tablolardan biri Louvre Müzesi’ nde diğeri ise Londra Ulusal Galeri’ de sergilenmektedir. İki tablo da aynı konuyu çok benzer bir şekilde yansıtırken; Louvre Müzesi’ ndeki versiyonun daha eski olduğu ve Milano’ daki San Francesco Maggiore kilisesinin siparişi olduğu düşünülmektedir. Her iki eserde de tasvir edilen tema Meryem’ in oğlu İsa ve kocası Yusuf (Saint Joseph) ile birlikte Bethlehem şehrinden kaçıp Mısır’ a gittiği seyahat sırasında gerçekleşen olaydır. Bu olayda Vaftizci Yahya’ nın (Saint John the Baptist) yolculuk sırasında İsa’ya takdim edilmesi anlatılır. Böylelikle Vaftizci Yahya, İsa tarafından kutsanır. Bu kutsanma anının tanıkları olarak eserde Meryem ve Cebrail (Gabriel/Uriel) de görülmektedir. Bu eserde, piramidal kuruluş gözlenir ve ışık bu kurguda yapısal bir öğedir. Işık ve derin gölgeler, gizemli bir ortam ve huşu sağlar. Doğada gördüğü matematiksel düzen bu resmin kurgusunda da mevcuttur.

Leonardo da Vinci, 1483-1486, Kayalıklar Bakiresi,199 cm x 122 cm, panel üzerine yağlı boya,199 cm x 122 cm, Louvre Müzesi

Leonardo da Vinci, sanatçı kimliğinin yanında aynı zamanda bir bilim insanıydı. Bilime olan merakı zaman zaman sanatçı kişiliğinin önüne geçmiş; siparişlerini yetiştiremediği zamanlar olmuştur. Leonardo’nun gözünde sanat, felsefe ve bilim kültürün bütünlüğünde birleşen, etkileşim içinde gelişen alanlardı. Sanatı sadece yaratıcı düşünce ve imgelemin, felsefeyi soyut düşüncenin ve bilginin, bilimi deneyin ürünü varsayarak birbirinden koparmak ve ayrı tutmak yanlıştı. Leonardo farklı boyutlarda da olsa hepsinde yaratıcı imgelemin, bilgi ve soyut düşüncenin ve deneyimin payı olduğunu düşünmekteydi. Bilimsel eserlerinin başında ise 1490 yılında çizdiği Vitruvius Adamı gelmektedir. Bu eser, Leonardo da Vinci’nin aldığı notlarıyla birlikte defterinde bulunan bir eskizdir ve ideal insan bedenini tasvir etmektedir. Antik Romalı mimar ve yazar Marcus Vitruvius Pollio’ nun  “De Architectura” adlı eserinde açıkladığı oranlardan esinlenerek yapıldığından, “Vitruvius Adamı” olarak anılır. Resim, iç içe geçmiş bir daire ve bir karenin ortasına çizilmiş, kolları açık bir pozisyonda üst üste geçen bir çıplak erkeği betimler. Vitruvius’ a göre insan bedeni göze hoş gelen orantılara sahiptir. Vitruvius, göbek deliğini insan bedeninin merkezi olarak görüyor ve kolları, bacakları açılmış bir insan bedenindeki doğal orantıları temsil edeceğini düşünüyordu. Da Vinci ise, doğru çizimin ancak dairenin merkezinin ve karenin merkezinin farklı noktalar alınmasıyla bu çizimin yapılabileceğini keşfetti. 35 cm x 26 cm boyutundaki eser, İtalya’ nın Venedik şehrindeki Gallerie dell’Accademia’da sergilenmektedir.

Leonardo da Vinci, 1490, Vitruvius Adamı, 35 cm x 26 cm, Gallerie dell’Academia

1495-1498 yılları arasında Santa Maria dele Grazie Manastırı’nın yemek salonunda yaptığı Son Akşam Yemeği isimli eseri tuval üzerine yağlı boya değil, duvar üzerine tempera tekniği ile yapılmıştır. Bu eser batı resim sanatında önemli bir değişimin başlangıcı olarak kabul edilmektedir. Daha önceki eserlerinde aydın, filozof Rönesans insanını yansıtan Leonardo Da Vinci, bu eserde batı kültürünü ve aydınlanmayı yansıtmaktadır. Resmin konusu, İsa’nın havarileriyle yediği son akşam yemeği olarak belirlenmiştir. İsa tam merkeze konumlandırılırken, havariler onun sağına ve soluna ikişerli, üçerli gruplar halinde dağıtılmıştır. Her bir havari kendi psikolojik tepkisiyle öznel dışavurumuyla betimlenmiştir.

Tüm çizgiler İsa’ nın başının hizasındaki kemeri ve İsa’ yı işaretler. Leonardo, büyük ihtimalle freskin, sanatçının bir alanı tek zamanda bitirme zorunluluğu gibi limitlerden sıyrılabilmesi için yağlıboya gibi tüm kompozisyonu aynı zamanda çalışabilmeye izin veren bir mediumu denedi. 460 cm x 880 cm boyutundaki bu eser, yapıldığı yer olan Santa Maria delle Grazie manastırında sergilenmektedir.

Leonardo da Vinci, 1495-1498, Son Akşam Yemeği, karışık teknik, 460 cm x 880 cm, Santa Maria delle Grazie

Savaş sırasında teknik çizimler yaparken aynı zamanda bu ikonik eserleri de tamamlaması onun dehasının bir kanıtıydı. Ancak Fransızlara karşı 1499 yılında bir birliğe katılan Lodovico’nun XII. Louis tarafından bozguna uğratılması ve hapsedilmesinin üzerine Leonardo ve arkadaşı Luca Pacioli kaçtılar ve Venedik’ e sığındılar. 1506 yılında Leonardo, bir Lombardiya aristokratının 15 yasındaki oglu olan Kont Francesco Melzi ile tanıştı. Melzi, hayatının geri kalanında onun en iyi öğrencisi ve arkadaşı oldu. Daha sonra, Giuliano de Medici’ nin himayesine girdi ve öğrencisi Francesco Melzi ile Roma’ya giderek çeşitli deneyler yaptı.1508 yılında Floransa’daki Santissima Annunziata manastırı tarafından, manastırın sunağına yerleştirilmek üzere bir resim sipariş edilir. Leonardo Da Vinci, son eseri olarak kabul edilen Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna İle adlı bu eserine başlar ancak birçok eserinde olduğu gibi bu eser de bir şekilde yarım kalır. Mona Lisa gibi bu eseri de kendine saklamak ister ancak ölümünden sonra gün yüzüne çıkar. Eserde “kutsal aile”nin üç nesli görünmektedir. Çocuk İsa, İsa’nın annesi Meryem ve Meryem’in annesi Anna. Resimde oldukça sıcak bir hava yaratılmıştır. Anna, Meryem’ e sakin gülüşüyle bakarken Meryem’de oğlu İsa’ya aynı sıcaklıkla bakmaktadır. Resme dikkatli bakıldığında Meryem’in Anna’ nın kucağında oturduğu görünmektedir. Büyükanne, anne ve çocuktan oluşan kompozisyonlarda her zaman yetişkin figürler yan yana ve çocuk onların ortasında resmedilir. Dolayısıyla Leonardo’ nun bunu farklı resmetmesi sanat tarihçiler için tartışma konusu olmuştur. Bu resimde sfumato (renklerin parlak olmayan yumuşak bir şekilde karıştırılması) ve hava perspektifi ile tonlar derecelendirilmiş, renk kontrastları azaltılmış böylece uzaklık belli edilmiştir. 168 cm x 130 cm boyutundaki bu eser, Louvre Müzesi’ nde sergilenmektedir. 

Leonardo da Vinci, Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna İle, 1508-1510, tuval üzerine yağlı boya, 168 cm x 130 cm, Louvre Müzesi

1513 yılının sonlarına doğru Vatikan’ a davet edildi; buradan Francesco Melzi ile birlikte Roma’ya geçtiler ve 1516 yılının başlarında Leonardo ve genç Francesco, Roma’dan ayrıldılar. 1516’da koruyucusu Giuliano de’ Medici’nin ölümü üzerine Kral I. Francis, Leonardo’nun Fransa’nın baş ressamı, mühendisi ve mimarı olmasını teklif etti. Paris’in güneybatısında, Amboise yakınlarındaki Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında kendisi için hazırlanan konağa yerleşti. Leonardo 2 Mayıs 1519’da Amboise’daki evinde 67 yaşında öldü. Vasiyetinde mirasının esas bölümünü Melzi’ ye bıraktı. Amboise’daki Saint Florentin Kilisesi’ nde toprağa verilmiştir.

Mona Lisa

Mona Lisa, sadece Leonardo da Vinci’ nin en ünlü eseri değil aynı zamanda dünya tarafından da en bilinen eserlerin başında gelmektedir. Kuşaklar boyu sanatçılara ilham olmuş ve yapımından sonra baskının da icadıyla sayısız kopyası yapılmıştır.

Portredeki kadın figür hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Bugün kullanılan isim 16. yüzyıl sanat tarihçisi Giorgio Vasari’ ye dayandırılmaktadır. Onun görüşüne göre, Leonardo, Fransız tüccar Francesco del Giocondo’nun eşi Lisa’yı resmetmiştir. Resme verilen isim de buradan gelmektedir. “Mona” kelimesi İtalyanca hanımefendi anlamında kullanılan “Ma donna” kelimesinin zaman içinde birleşmesinden meydana gelmiştir. Lisa ismi ise Lisa Gherardini’ den gelmektedir. Bu varsayıma göre sipariş edilen tablonun tamamlanıp teslim edilmesi gerekir ancak Leonardo dört yıl boyunca bu eser üzerine uğraşmış ve en sonunda eseri kendine saklamıştır. Bundan dolayı resimdeki kadın üzerine yapılan bu teori de tartışma konusu olmuştur.

Leonardo da Vinci, 1503-1519, Mona Lisa, ahşap üzerine yağlı boya, 77 cm x 53 cm, Louvre Müzesi

Bir başka teori ise modelin Leonardo’ nun annesi Caterina olabileceğidir. Freud tarafından ortaya konulan bu teori, Leonardo’ nun resmettiği gizemli gülüşü annesiyle olan bir anısından kaynaklandığını savunur. Ellerinin pozisyonu ve figürün duruşu çocuğuna bakan bir annenin duruşunu anımsatmaktadır. Bu konuda Freud şöyle yazar: “Leonardo, annesinin cinsel bir kendinden geçmişlik içerisindeki mutlu gülümsemesinin anısını ruhunda uyandıran kadına rastlar ve sanat denemelerinin başlangıcında gülümseyen kadınları eserlerine konu yaparken onu elinde tutmuş itici güce yeniden kavuşur. Mona Lisa, Ermiş Anna selbdritt ve belirleyici özelliğini bilmecemsi bir gülümsemenin oluşturduğu bir dizi esrarengiz tabloyu yaratır”. Üçüncü bir teori ise modelin aslında Leonardo’nun kendisi olduğudur. Leonardo ve Mona Lisa’ nın yüz özellikleri incelendiğinde benzer olduğu düşünülmektedir.

Yıllardır araştırmacıların ve sanat tarihçilerin üzerinde düşündüğü şeylerden biri, Mona Lisa’ nın belli belirsiz gülümsemesidir. Üzerine teoriler üretilen, büyütülerek yakın plandan incelenen bu gülüş; resimdeki figürün ruh halini tam olarak anlatmaması ve her bakış açısına göre değişmesinden dolayı gizemini korumaktadır. Mona Lisa’ nın dudaklarındaki hüzünlü gülümseme, özlem dolu bakışları, sfumato tekniğinin etkisiyle, izleyicinin duygularına göre her an değişen, kaçışan ifadesiyle yaşayan bir portredir. Leonardo; Resme kazandırdığı sfumato tekniğini, ağız ve göz kenarlarını bulanıklaştırarak, resim içindeki formları, renkleri ve sınırları hafifçe birbirine karıştırarak uygulamıştır. Bu nedenle Mona Lisa’nın nasıl bir ruh halinde olduğu tam olarak anlaşılamamaktadır.

Belirsizliğin yanında bu durumun bir diğer sebebi ise tablonun iki yanının simetrik olmamasıdır. Bu durum, belirgin bir biçimde arkadaki doğa görünümünde göze çarpmaktadır. Soldaki ufuk çizgisi sağa göre daha alçaktadır. Bundan dolayı, tablonun sol tarafına dikkatli baktığımızda kadın daha uzun ve dik görünmektedir. Odaklandığımız yöne göre yüzü de değişmektedir çünkü yüzünün de iki tarafı birbiriyle aynı değildir.

Mona Lisa’ yı dönemindeki diğer eserlerden farklı kılan bir diğer özellik ise portrenin sadece profilden değil, modelin vücudunun üçte ikisinin resmedilmiş olmasıdır. Göğüs hizasına kadar olması beklenen portre, elleri de kapsayarak karın hizasına kadar indirilmiştir. Model, sandalyenin koluna dayanarak dik ve yanlamasına bir biçimde oturmuştur. Ellerini sandalyenin kolunda birleştirmiştir. Bu duruş o dönemde nezaketi temsil etmektedir. Yüz bize bakarken vücut yana doğru dönüktür. Böylece canlı bir etki yaratılmıştır. Arka plan görüntülerinde kompozisyonu anlam boyutunda  derinleştirerek tasvir eden sanatçı, bu anlamda ruhsal ve biyolojik açılardan doğayı ve insanı anlamaya çalışan bir Rönesans insanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Modelin arkasında bir locanın korkuluğu görülmektedir. Locaya ait iki sütun resmin kenarlarından sonradan yok olmuştur. Resmin ön bölümü bu sütunlu korkulukla manzaralı arka bölüme bağlanmaktadır. Arka bölümde resmin solunda bir patika görülür, sağında ise kurumuş ırmak yatağını andıran bir uzantı yer alır. Bu uzantının Arezzo yakınlarındaki Buriano Köprüsü olduğu düşünülmektedir. Arka planda karla kaplı sarp dağlar ve yollar vardır. Resimde açık hava manzarası kullanan Leonardo, bununla da döneminde bir ilki gerçekleştirmiştir.

Modelin sarkan saçlarını ince bir tül örtmektedir. Üzerinde ince işlemeler olan koyu renkli giysisinin boynun epeyce aşağısındaki yakasında, çarpık desenli işlemeler vardır ve yaka büzgülüdür. Giysinin hardal renkli kol detayı daha ışıltılı bir görünüm yaratır. Modelin kaşları ve kirpikleri yoktur ancak yapılan taramalarda var olduğu anlaşılmış; zamanla temizleme sırasında yok olduğu düşünülmektedir. Zamanla üst üste uygulanan sarı vernik, resimdeki birçok rengi fazlasıyla koyulaştırmış ve resimde karanlık bir görünüm oluşturmuştur. 19. yüzyılda yapılan vernik uygulaması ve temizliğin resmin üst tabakasını yok ettiği bundan dolayı Mona Lisa’ nın solgun ifadesine sebep olduğu bilinmektedir.

Mona Lisa ve Louvre Müzesi

Leonardo’nun hayatının son yıllarını yanında geçirdiği Fransız Kralı I.Francis, eseri sanatçının ölümünden sonra aldı ve 16. yüzyılın başından itibaren Louvre’daki Merkez Sanat Müzesi (Central Art Museum) inşası tamamlanana kadar kraliyet koleksiyonunda kaldı. Daha sonra tablo, XIV. Louis tarafından Versay Sarayı’ na taşındı. İsyancılar kraliyet koleksiyonunu Fransız Devrimi sırasında halkın malı olarak iddia edinceye kadar yüzyıllar boyunca sarayda gözlerden uzak tutuldu (1789-99). Fransız İhtilali’nin ardından Mona Lisa 19. yüzyılın başında Louvre Müzesi’nin koleksiyonuna dahil edildi. Napolyon Bonapart tarafından Tuileries Sarayı’na taşınsa da, daha sonra tekrar Louvre Müzesi’ne döndü.

21 Ağustos 1911’ de Mona Lisa, Louvre Müzesi’ nden çalındı. Tabloyu arama çalışmaları Louvre Müzesi’ nin büyüklüğünden dolayı bir hafta sürdü ancak müze içerisinde bulunamadı. Mona Lisa’nın ağır çerçevesi içi boş bulunduğunda çalındığı anlaşıldı. Haberler duyulduğunda Mona Lisa’ya olan ilgi fazlasıyla artmış; müze ziyaretçi akınına uğramıştı. Pablo Picasso’ dan bile şüphelenen polis, sonunda tablonun müze görevlilerinden Vincenzo Perugia tarafından çalındığını öğrendi. 27 ay sonra bulunan tabloyu Perugia, İtalya’nın Floransa şehrindeki Uffuzi Galerisi’ne 100.000 dolara satmaya çalıştı. Perugia eseri yurtsever bir İtalyan olduğu için çaldığını; ünlü bir İtalyan sanatçının eserinin Fransa’da sergilenmesini anlamadığını söyledi.

Bu olaydan sonra ünü daha çok artan Mona Lisa, kendine ait özel bir odada, kurşun geçirmez bir cam kafesin içinde, 711 numaralı odada sergileniyor. 0.77 m x 0.53 m boyutundaki tablo, yılda sadece bir kere bakım ve temizlik yapılması için kafesinden çıkartılıyor.

Kaynakça

  • Bayav, D. (2009). Leonardo Da Vinci’de Sanat Bilim ve Etkileşimi. Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. Sayı 2. (Aralık, 2009)
  • Blumberg, N. Kempler, R. (2014). Mona Lisa: Painting By Leonardo Da Vinci. Erişim adresi: britannica.com
  • Freud, S. (1979). Sanat ve Sanatçılar Üzerine (1.Baskı b.). (K. Şipal, Çev.) İstanbul: Bozak Yayınlar
  • Greenstein, J., M. (2004). Leonardo, Mona Lisa and ‘La Giaconda, Artibus et Historiae, 50 (25), 17-38.
  • Haykır, M. (2016). Leonardo Da Vinci’nin Kadın Figürlerinde Anne İmgesine Yönelik Psikanalitik Bir İnceleme. GSF Dergisi. Sayı 29. (Eylül, 2016)
  • Laborie, S. Louvre Museum. The Virgin and Child with Saint Anne, Erişim adresi: louvre.fr
  • Unal, Y. (2012). Bir Rönesans Mühendisi: Leonardo Da Vinci. Dört Öge Dergisi. Sayı 2. (Ekim, 2012)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz